8 Ekim 2013 Salı

Anish Kapoor İstanbul'da

Anish Kapoor’un Türkiye’deki ilk sergisi British Council iş birliği ve Akbank sponsorluğunda Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergileniyor. Sir Norman Rosenthal küratörlüğünde, sanatçının daha önce hiçbir yerde sergilenmemiş eserlerinin yer aldığı sergi, 5 Ocak 2014′e kadar ziyaret edilebilecek.

2 Eylül 2013 Pazartesi

EMPRESYONIZM - iZLENiMCiLiK







EMPRESYONİZM
 “İzlenimcilik” olarak da bilinir. 19. yy.ın ikinci yarısında FRANSA’da 1877’ de doğmuştur. Empresyonizme göre, açık havada bulunan eşyaların renk görünümleri günün her saatinde değişir. Örneğin, ağaçların yeşil rengi öğle üzeri daha parlak, daha canlı görüldüğü halde, akşama doğru koyu renkte ve donuk görünür. Bu akımın kurucuları, atölye çalışmalarından çok, açık havada çalışmaya önem vermişlerdir. Çünkü aradıkları canlı ve temiz renkleri, gün ışığının parlaklığında bulmuşlar, koyu ve karanlık renklere resimlerinde yer vermemişlerdir. Renk, ya olduğu gibi ya da değerini düşürmeyen başka bir renkle karıştırılmıştır. Işıklar sarı, turuncu, kırmızı tonlarında aranmış, gölgelerde, bunların zıtları olan mavi, mor ve yeşille boyanmıştır. Empresyonizmin kurucusu Edouard Manet' dir.

Temsilcileri
Edouard Manet, Claude Monet, Camille Pissarro, Georges Seurat, Paul Signac, Vincent Van Gogh, Paul Gaugin, Paul Cezanne, Edgar Degas, Henri De Toulosue-Lautrec, Pıerre-August Renoir’dir.

20 Ağustos 2013 Salı


....İnsanın bir zaman duymuş olduğu bir duyguyu kendinde canlandırdıktan sonra, bu duyguyu başkalarının da aynıyla duyabilmesi için, devinim,çizgi,renk, ses ya da sözcükler aracı ile onlara aktarması - sanat eylemi budur işte (Tolstoy) 

Ancak , sanatçının yaşantısı ile tüketicinin ki aynı olamaz. Sanatçı, eseri meydana getirirken yaşantısı, yalnızca keder, sevinç gibi salt duyguları yaşamak değildir. Bunun yanında yaratma sıkıntıları, zaman zaman yaptığını yetersiz bulma ve ümitsizlik, bazen de teknik bir güçlüğü yenmenin verdiği keyif gibi , tüketici nin paylaşamayacağı duyguları vardır. Demek ki tüketici ayırdında bile olmadığı bu duygular yönünden , hiçbir zaman "sanatçının yaşantısını aynıyla duyamaz"... 
.....Anlatımcılığa göre, sanatçı kendini dürten, neredeyse rahatsız eden duygularını dile getirmek gereksinimi içinde, bunlara bir biçim verip sanat ürünü halinde ifade edince rahatlar.